Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan, operanın en önemli simgesel yapılarından Ulus'taki Opera Sahnesi'nin restorasyon süreci ile ilgili bilgileri paylaştı.
Restore edilen tarihi binanın kapılarını açan Karahan, Opera Sahnesi'nde salonun neredeyse temsile hazır hale geldiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Biz bir söz vermiştik, normalde opera binasında tadilatın bitişi 2019 sonbaharı olacaktı. Ama biz Ankaralı izleyicilerimizi bu güzel, tarihi salondan mahrum etmek istemedik. Firma ile konuştuk, onlar da ellerinden geleni yaptılar ve 2018'in sonbaharında açılışı yapıyoruz."
Sezon açılışında diğer bölgelere göre sadece 15-20 günlük bir gecikme olacağını anlatan Karahan, "20 Ekim Cumartesi günü Ankara Devlet Opera ve Balesi bu tarihi, bu muhteşem sahnesinde sezonuna başlayacak" dedi.
İlk kez restore edildi
Restorasyon ve tadilat sürecinin ilerleyişini anlatan Karahan, en büyük problemin 70 yıldır el değmemiş havalandırma sisteminde yaşandığını vurguladı.
Bu sistemin baştan aşağı yenilendiğini belirten Karahan, şunları söyledi:
"Tarihinde ilk kez bir restorasyon yapıldı çünkü bundan öncekiler hep tadilat anlamında yapılmış. Bu seferkinde ise özellikle restoratörlerimiz çalıştı. Şu an operanın dış cephesindeki uçuk pembe renk aslında Ankara Devlet Opera ve Balesi binasının ilk rengi. Restoratörlerimizle dibine kadar ulaştık ve olabilecek en yakın renkleri bularak, o haline getirdik. Binamızın şu anda görülen renkleri, ışıkları, dışarıdan görüntüsü, fuayedeki hali operamızın 70 sene önceki ilk haline dönüyor."
Carmen, Aşk İksiri, 4. Murat, Zorba, Fındıkkıran, Frida...
Murat Karahan, 20 Ekim'deki sezon açılışıyla birlikte seyirciyle buluşacak eserleri şöyle anlattı:
"Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde geçen sezondan devam eden Carmen, Aşk İksiri, 4. Murat, Fındıkkıran, Zorba, Frida gibi eserlerimiz bu sezonda da olacak. Aynı zamanda yeni eserlerimiz de sahnelenecek. Bu sezonda sürpriz ve heyecan verici eserler var. Kasımın ilk haftası Troya'nın prömiyerini yapacağız, hazırlıklar devam ediyor."
Dünya müzik tarihinin en sevilen eserlerinden Damdaki Kemancı'yı da bu sene sahneye taşıyacaklarından bahseden Karahan, "Halkımızın çok büyük sevgisi ve beğenisini kazanmış bir eser ve yine çok sevilerek takip edileceğini düşünüyorum. Daha sonrasında yeni eserimiz olarak Turandot da sahnede olacak. Aspendos'ta takip edenler bilir; muhteşem bir dekor ve sahneleme yapılmıştı. Sonra da Muhlis Sabahattin Ezgi'nin Ayşe operetini ilkbaharda izleyicimizle buluşturacağız."
Ustalar ve restoratörler "7/24" çalıştı
Cumhuriyetin ilk yıllarında "sergi evi" olarak tasarlanıp inşa edilen ve daha sonrasında tiyatro ve opera temsilleri için kullanılmaya başlanan Ulus'taki binanın yapım süreci 1931 yılına kadar uzanıyor.
Projesi, Cumhuriyet döneminde açılan ilk uluslararası yarışmayla belirlenen yapıyı, mimar Şevki Balmumcu tasarladı. O dönemin parasıyla 310 bin liraya mal olan binanın inşaatı 1935'te tamamlandı.
Sergi evinin operaya dönüşümü ise 1946 yılında Milli Eğitim Bakanlığının kararından sonra Alman mimar Paul Bonatz'ın mimari projesiyle 1948'te tamamlandı.
70 yıllık sürecin ardından ilk kez restore edilen opera binası, 7 gün 24 saat esasına dayalı çalışma sonucunda 6 ay gibi kısa bir sürede tamamlanma aşamasına getirildi.
Renklerinden görünümüne kadar her detayı 1948'teki görünümü dikkate alınarak restore edilen bina, bundan sonra 70 yıl önceki görünümüyle sanatseverleri karşılayacak.